Ahmed b. Hadraveyh’in (ks) evine giren bir hırsız, evin her tarafını arayıp taradığı halde götürecek, hiçbir şey bulamadı ve eli boş olarak döneceği zaman, Ahmed:

"–Ey genç! Şu kovayı alıp su doldur, abdest al ve namaz kılmakla meşgûl ol. Belki o zamana kadar evime bir şey gelir de sana veririm. Bu sûretle, evimden eli boş olarak dönmemiş olursun!.." dedi.

Genç, onun istediği gibi hareket etti. Sabah olunca, ağanın biri yüz elli altın alıp şeyhin huzuruna getirdi. Şeyh, gence:

"–Al bunu, bir gece namaz kılmanın karşılığı budur." dedi.

Bunun üzerine gençte bir hâl zuhur etti. Vücûdundaki bütün organlar ve zerreler tir tir titriyor, hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve:

"–Yolumu kaybetmişim. İzzet ve Celâl sahibi Allah için bir gece iş yaptım, bana böyle ikramda bulundu!.." diyordu.

Tevbe edip Allah Tealâ’ya döndü, altınları kabul etmedi ve şeyhin müridlerinden oldu.

(Attar, s: 385) (Ömer Faruk Demireşik, Ahiret Azığı-2, Erkam Yay.)

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Efkâr dolu gönül sustuğu vakit bir nâme duyulur..

Yalnızlar esas yalnızlığa, duygular düşlediği rüyalara, dil konuşma özlemi duyduğu sevdalara savrulur..

Mühür vurulur Ayın'a, çıkarılır Şın alfabeden, hüzne bırakılır Kaf belirsiz sinelerden...

Ve bir ses duyulur, bir dize fısıldar inceden;

"Ey gönül gel gayriden geç aşka eyle iktidâ
Zümre ehli hakikat ânı kılmış muktedâ."

...

Şimdi..  Sus gönlüm...

Çok dile getirme. Sen dile getirdikçe gönlün daha da coşuyor, daha meraklanıyor ve beklemek daha da zorlaşıyor.

Sus gönlüm...

Çok laf etme. Az söyle ki işimiz olgunlaşsın. Az söyle ki Hakk'a karşı yanlış kelâm çıkmasın.

Sus gönlüm...

Bir elif miktarı sus... Az kaldı bahara.

Dayan gönlüm. Denizin içinde meydana gelen görünmeyen dalgalar gibi yüreğin biliyorum. Beklemekten başka çare olsaydı, seni durdurmazdım...

İnan bana...

Ama yok. Başka çare yok. Unutma ki ilaç bile beklemeden tesir etmez, çiçek bile vakti gelmeden önce açmaz...

Sus gönlüm...

Bu kışın bahara dönünceye kadar. Bu gece gündüz oluncaya kadar. Uzak yollar yakınlaşıncaya kadar. Bu sıkıntının ardından ferahlık gelinceye kadar. Ve yüzümüz vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar sus...

Sus gönlüm...

Seni senden daha iyi bilen Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar. Senin nasibin sana ulaşıncaya kadar ulaşmayanlarınsa senin nasibin olmadığını anlayana kadar sus…

Sus gönlüm..

Onun geleceğini görünceye kadar.Acının bala dönüştüğünü farkedinceye kadar.
Onun gönlünün senin gönlüne muhabbet düğümüyle bağlandığını görünceye kadar.

Sus gönlüm...

Sebepler var edilinceye kadar.Bahaneler oluşuncaya birbirimizin nasibi oluncaya kadar sus.

Sus gönlüm...

Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.

Sus gönlüm...

Her susuşun bir cevap olsun.
Her susuşun, sabrın olsun.
Her susuşun, duan olsun.

İçten yakarışının adı olsun susuşun; bekleyişinin, umut edişinin, inancının...
Özlediğin şeylerin, sevdiğinin vurgusu olsun, susuşun...

Sükûta ses, biçâreliğe çare olsun...

Not: Bu harika telkin yazısı alıntıdır.

Sus gönlüm..
..Ve içimdeki Yâren, biraz sen de sus...
Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »