Ey yoldaşını arayan yolcu!.. 
İnce eleyip sık dokumak elbet iyi bir şeydir..
Ancak bilesin ki; 
Sevgide ince eleyenlerin eleğinden büyük Âşk geçmez..

[ Yâren-î ]
[ Aralık 2010 / İstanbul ]

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Sevince öyle karşılıksız seveceksin ki; 
Sevilmek ve yaşanacak tüm güzellikler beklenti olmayacak, 
O Sevginin en doğal sonucu olacak.. 

[ Yâren-î ]
[ Aralık 2010 / İstanbul ]

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Tüm gayretine rağmen, harikulade bir istekle üzerine düşeni yapmana rağmen halen olmayan bir şeyler varsa, bil ki; elbet onda aşikar veya saklı bir hayır muhakkak vardır, yeter ki yeterince Teslim Ol Yaradana.. Allahu Âlem.

[ Yâren-î ]
[ Aralık 2010 / İstanbul ]

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Seni Yazmak Geliyor İçimden.. Hem de Sana Rağmen!..

Bazı şair ruhlu kimselere ısrarcı bir ilham gelir ya hani..
Yaz beni! Hadi! Gitmeden uzaklaşmadan kelâma dök beni!..
Onu yazmadan rahat etmez ki Şair yüreği..

Öyleki..
"Kağıt kalem bulamasa bile konakladığı hanın duvarına karalayan" üstâdlar gibi..
İşte.. İşte öyle yazasım geliyor bendeki Sen'i..
Hemen sonra her şeyi bir kenara savuruyorum aceleyle...
İlk bulduğum kağıt kalemle yazmaya niyetleniyorum..

..

Tam o sırada gelip kalemimi kırıyor bendeki hatıraların..
Evet.. Kalemimi kırıyorlar, tıpkı kalbimi kırdığın gibi..
Kalakalıyorum öylece..

Kalakalıyorum ama çaresiz kalmıyorum!..
Elimde olmadan ısrarla aklımda tutuyorum Sen'i..
Elimde olan kağıt ve kırık kalemlerle..
Unutmadan, ne edip edip..
Sen'i yazmak geliyor içimden..
Hem de..
Hem de Sana rağmen!..

[ Yâren-î / Beşeri Âşk ]
[ Aralık 2010 / İstanbul ]

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Penceremin Çerçevesini Uğuldatan Rüzgar..

Anlayamadığım bir hırçınlıkla penceremi aşındırıyordu Rüzgar ve uğultusuyla yanına çağırıyordu beni.. Kalktım ve pencereyi açtım usulca.. Daha tan yeri ağırmamıştı.. Duruldu önce, sonra yüzümü okşadı ve İç'ime doldu... İçime derken ciğerlerime demiyorum.. İç'ime, gönlüme doldu.. Bi hoş oldu İç'im.. Ve o an anladım ki; aynı rüzgar Sen'in pencerenden koşup gelmiş olmalıydı bana.. Çünkü Senle doluydu ve sevgi kokuyordu... Gözlerimi aşk ile, dua ile kapadım ve sonrasını hatırlamıyorum.. :)

Yaşamak ne güzel Sen'i..

[ Yâren-î ]
[ Kasım 2010 / İstanbul ]

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Ya sırtımıza alıp taşıyoruz, ya ayağımızın altına alıp çiğniyoruz. Öğrenemedik bi türlü yan yana yürümeyi. 

[ Ömer Hayyam ]

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



Ahmed b. Hadraveyh’in (ks) evine giren bir hırsız, evin her tarafını arayıp taradığı halde götürecek, hiçbir şey bulamadı ve eli boş olarak döneceği zaman, Ahmed:

"–Ey genç! Şu kovayı alıp su doldur, abdest al ve namaz kılmakla meşgûl ol. Belki o zamana kadar evime bir şey gelir de sana veririm. Bu sûretle, evimden eli boş olarak dönmemiş olursun!.." dedi.

Genç, onun istediği gibi hareket etti. Sabah olunca, ağanın biri yüz elli altın alıp şeyhin huzuruna getirdi. Şeyh, gence:

"–Al bunu, bir gece namaz kılmanın karşılığı budur." dedi.

Bunun üzerine gençte bir hâl zuhur etti. Vücûdundaki bütün organlar ve zerreler tir tir titriyor, hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve:

"–Yolumu kaybetmişim. İzzet ve Celâl sahibi Allah için bir gece iş yaptım, bana böyle ikramda bulundu!.." diyordu.

Tevbe edip Allah Tealâ’ya döndü, altınları kabul etmedi ve şeyhin müridlerinden oldu.

(Attar, s: 385) (Ömer Faruk Demireşik, Ahiret Azığı-2, Erkam Yay.)

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Efkâr dolu gönül sustuğu vakit bir nâme duyulur..

Yalnızlar esas yalnızlığa, duygular düşlediği rüyalara, dil konuşma özlemi duyduğu sevdalara savrulur..

Mühür vurulur Ayın'a, çıkarılır Şın alfabeden, hüzne bırakılır Kaf belirsiz sinelerden...

Ve bir ses duyulur, bir dize fısıldar inceden;

"Ey gönül gel gayriden geç aşka eyle iktidâ
Zümre ehli hakikat ânı kılmış muktedâ."

...

Şimdi..  Sus gönlüm...

Çok dile getirme. Sen dile getirdikçe gönlün daha da coşuyor, daha meraklanıyor ve beklemek daha da zorlaşıyor.

Sus gönlüm...

Çok laf etme. Az söyle ki işimiz olgunlaşsın. Az söyle ki Hakk'a karşı yanlış kelâm çıkmasın.

Sus gönlüm...

Bir elif miktarı sus... Az kaldı bahara.

Dayan gönlüm. Denizin içinde meydana gelen görünmeyen dalgalar gibi yüreğin biliyorum. Beklemekten başka çare olsaydı, seni durdurmazdım...

İnan bana...

Ama yok. Başka çare yok. Unutma ki ilaç bile beklemeden tesir etmez, çiçek bile vakti gelmeden önce açmaz...

Sus gönlüm...

Bu kışın bahara dönünceye kadar. Bu gece gündüz oluncaya kadar. Uzak yollar yakınlaşıncaya kadar. Bu sıkıntının ardından ferahlık gelinceye kadar. Ve yüzümüz vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar sus...

Sus gönlüm...

Seni senden daha iyi bilen Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar. Senin nasibin sana ulaşıncaya kadar ulaşmayanlarınsa senin nasibin olmadığını anlayana kadar sus…

Sus gönlüm..

Onun geleceğini görünceye kadar.Acının bala dönüştüğünü farkedinceye kadar.
Onun gönlünün senin gönlüne muhabbet düğümüyle bağlandığını görünceye kadar.

Sus gönlüm...

Sebepler var edilinceye kadar.Bahaneler oluşuncaya birbirimizin nasibi oluncaya kadar sus.

Sus gönlüm...

Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.

Sus gönlüm...

Her susuşun bir cevap olsun.
Her susuşun, sabrın olsun.
Her susuşun, duan olsun.

İçten yakarışının adı olsun susuşun; bekleyişinin, umut edişinin, inancının...
Özlediğin şeylerin, sevdiğinin vurgusu olsun, susuşun...

Sükûta ses, biçâreliğe çare olsun...

Not: Bu harika telkin yazısı alıntıdır.

Sus gönlüm..
..Ve içimdeki Yâren, biraz sen de sus...
Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Berat Geceniz Mübarek Olsun Değerli Dostlar..

Rabbimiz bu geceyi bağışlanmamıza ve kurtuluşumuza vesile eylesin inşaallah..

Dualarda buluşmak dileğiyle..

Diyanet İşleri Başkanlığı Berat Kandili Mesajı

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Saniyede 7000 kare çekebilen bir fotoğraf makinesi ile Uğur Böceğinin havalanışı..


O kırmızı kabuklar altından bu kadar güzel ve işlevsel kanatlar çıkabileceğini düşünemezdim.. 

İşte bir yaratılış harikası... 

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


...

Sen de Artık ..

Dinlemek istemiyorsa özgür bırak, üsteleme.
İstemiyorsa bu sevdayı O, Sen de artık isteme..
O.. Kime inanmak istiyorsa gitsin, O'nu dinlesin,
Sen de... Seni kim dinlemek istiyorsa, O'na anlat.

Yâren

...

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Ey Sevgili

Aşk dediğin beklemektir Ey Sevgili!

Kays gibi Mecnun olana kadar, Hz. Yakup gibi aydınlığa hasret kalana kadar beklemek, bekleye bekleye gözden olmak, sözden olmaktır.

Ve beklemek dünyanın en asil eylemidir, eğer beklenene değecekse. Bilesin!

Aşk; yanmaktır Ey Sevgili!

Yanıp kül olmaktır, Kerem gibi Aslına ermektir. Ateşin ortasına hesapsız girmektir İbrahim misali. Ki onun gönlünün yangınıdır ateşi gülistana çeviren.
Ki yanmak insanı kurtarır hamlıktan çiğlikten. Hem ne diyordu şair;
“Yanmışın halinden ne bilsin ham/ Sükut gerektir bize gayrı vesselam.."

Gözlerinden ayrı geçen her an yanmaktayım. Bilesin!

Aşk; bedel ödemektir Ey Sevgili!

Bülbül, gonca gülü görebilmek için her seher uyanık olmak ve güle ulaşmak için yüreğini gülün dikenine asmak, kanını akıtmak zorundadır. Ya ben yüreğimi nereye asayım Ey Sevgili. Çünkü Aşk bedel ister, külfetsiz nimet olmaz.

Beklemek bedel ödemekse eğer hâlâ ödüyorum o bedeli. Bilesin!

Aşk; vazgeçmektir Ey Sevgili!

Mecnun gibi aklından, Kerem gibi bedeninden vazgeçmek. Yardan gayrısından, cümle cihandan vazgeçmek. Yemeden, içmeden, uykudan uyanıklıkdan ve vazgeçmekten bile vazgeçmektir gün gelince.

Senin için senden vazgeçmişim. Bilesin!

Aşk; bilmektir Ey Sevgili!

Bir tek yârı bilmek, onu candan daha aziz bilmektir. Ondan gayrı bildiklerinin hiçbir şey olduğunu dünyanın onunla mana bulduğunu bilmektir. Onun selamı ile gelen bela olsa EyvALLAH (c.c.) diyebilmektir.

Kızmana, gülmene, gelmene, gitmene hepsine EyvALLAH. Bilesin!

Aşk; susmaktır Ey Sevgili!

Onun güzelliğini, iyiliğini tarif etmeye gücün yetmediği an susmaktır. Kelâmın, kalemin, sözün tükendiği yerde, manayı sessizliğe yükleyip susmaktır.

Artık sustum Ey Sevgili. Bilesin!
Aşk dediğin susup beklemektir...

Mustafa TÜRKARSLAN


Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun Değerli Dostlar..

Rabbim, namazla müjdelendiğimiz bu mübarek geceyi uyanışımıza, dirilişimize ve kurtuluşumuza vesile eylesin inşaallah.

Geceniz mübarek olsun..  Dualarda buluşmak dileğiyle..

Diyanet İşleri Başkanlığı Miraç Kandili Mesajı

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



Kendine İyi Bak.” bir veda değil elveda cümlesidir çoğu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde...

"Kendine iyi bak." Çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. Olamayacağım. İstesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. Olurda bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.

Kendine iyi bak.” Çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak. Ben olmayacağım. Kendine iyi bak ve beni düşünme. Çünkü ben de seni düşünmeyeceğim artık. Arama sakın beni, yazma, çünkü ben yazmayacağım. Sil beni yüreğinden, çünkü ben sileceğim. Fakat yaşanılan, paylaşılan güzel şeyler hatırına sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.

"Kendine iyi bak.” Aramızda geçen her şeye rağmen benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim. Aslında bilmem çok önemli değil, iyi olduğunu varsayacağım ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle baş başa, yapayalnız bırakıyorum ben. Biliyorum kendini bırakacaksın benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslına bakarsan, çok da fazla umursamıyorum.

"Kendine İyi Bak." derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onları ayırmak, eti tırnaktan ayırmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok acı vericidir, yürek parçalayıcıdır. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine İyi Bak” gözleriyle ayrılırlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar… Ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar…

Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine İyi Bak.“ derler ve giderler. Onlar eti tırnaktan ayırmak yerine ölümü yeğlerler. Onlar bu acıyı bir kezden fazla kaldıramayacaklarını bilirler.

"Kendine İyi Bak." derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet değil midir aslında seni seveni, ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler.

Seni suskunluğa mahkûm edip giderler. Seni parçalara ayırıp, en büyük parçayı yanlarına alıp giderler. Seni senden alıp giderler. Daha kötüsü suçlayamazsın onları tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardır elbet. Suçlatmaz kendini. Savaşmadıkları için kızarsın ama suçlayamazsın. Savaşmışlarsa, yenildikleri için kızarsın ama suçlayamazsın. Yenildiğin için kızarsın ama suçlayamazsın… Ayrılığın kaçınılmazlığına inandırır seni, kendine iyi bak derler ve giderler. Elinden umutlarını, düşlerini, sevgilerini alıp giderler. Bir tek anıları bırakırlar geride, bir de hatırladıkça gözyaşlarına boğulasın diye unutulmayan nağmeler.

Arkalarına bakmadan çekip giderler eğer yalnız kalmışsan, çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler. Her şey o saniye orada bitsin, kapansın bu sayfa isterler. Bitti diyemedikleri için, kendine iyi bak derler. Kırıldım ve affedemiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak; derler. Seni istemiyorum artik, hayatımdan çıkaracağım ama bil ki hiç unutmayacağım; diyemedikleri için kendine iyi bak derler.

Biliyorum çok kanayacaksın ama daha iyisini yapamıyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktır ve o yara asla kapanmayacaktır, bilirler.

"Kendine İyi Bak." bir noktadır çoğu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansın isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki ışık, dudağımdaki tebessüm, sen içimdeki Sevinçsisin. Sen hayatıma renk katan, sen yüreğimdeki çarpıntı, sen hayatımdaki neşesin. Sen yolumu aydınlatan, sen dert ortağım, sen gönül yoldaşım, sen bir tanesin. Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma.

Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler, keşke affedebilsen beni, keşke ben de affedebilsem… Keşke döndürebilsek zamanı geriye. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı? Sen eksikken, ben nasıl tam olurum? Senden kalan boşluğu kimlerle doldururum? Savaşsak, aramıza giren şeytanla olmaz mı? Hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı, hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanırdı? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek değerler vardı? Hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı? Bunların hepsi yalan mı? Sahiden... Gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı?



Peki o zaman... Senin istediğin gibi olsun...

Öyleyse... Sen de "Kendine İyi Bak."

Şiir Yorumu : Ömer Köroğlu


Blog yazımın ve şiirin muhatabı olan güzel; sen de "Kendine İyi Bak."

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


"...düştümse eğer sana bakarken düştüm..."

Cahit Zarifoğlu

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Regaib Kandiliniz Mübarek Olsun Sevgili Dostlar..

Bu gece, kendimiz kadar, en yakınlarımızdan başlamak üzere aklımıza gelen herkes için de dua edelim inşallah.. Rabbimizin bizi affına ve ebedi kurtuluşumuza vesile oluruz belki inşaallah.

Dualarda buluşmak dileğiyle..

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


"Allah'ım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan'a ulaştır."
Hz. Muhammed ( s. a. v. )

Bugün itibariyle içerisine girmiş olduğumuz mübarek Üç Ayların, maneviyat mevsiminin hakkımızda hayırlısı olması dileklerimle..

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


"Hiç ellerin taşı bana değmez, ille dostun gülü yaralar beni."

Pir Sultan Abdal

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



UYAN EY GÖZLERİM GAFLETTEN UYAN

Uyan ey gözlerim gafletten uyan..
Uyan uykusu çok gözlerim uyan..
Azrail'in kasti canadır inan,
Uyan ey gözlerim gafletten uyan..
Uyan uykusu çok gözlerim uyan..

Seherde uyanırlar cümle kuşlar,
Dilli dillerince tespihe baslar..
Tevhit eyler dağlar,taslar,ağaçlar..
Uyan ey gözlerim gafletten uyan..
Uyan uykusu çok gözlerim uyan..

Semavatin kapularin açarlar,
Müminlere rahmet suyun saçarlar,
Seherde kalkana hülle biçerler,
Uyan ey gözlerim gafletten uyan..
Uyan uykusu çok gözlerim uyan..

Bu dünya fanidir sakin aldanma,
Mağrur olup taç-u tahta dayanma,
Yedi iklim benim deye güvenme,
Uyan ey gözlerim gafletten uyan..
Uyan uykusu çok gözlerim uyan..

Benim,murat kulun,suçumu affet..
Suçum bağışlayub günâhım ref'et..
Resul'un sancağı dibinde hasret,
Uyan ey gözlerim gafletten uyan..
Uyan uykusu çok gözlerim uyan..

Söz: III. Murat Han (Osmanlı Padişahı)
Beste: Ali Ufki


III. Murat Han bu şiiri kaçırdığı bir sabah namazı sonrası duyduğu pişmanlık üzerine yazmış..

Şu sıralar halen uyanamadıklarını gördüğümüz, tüm dünya devletlerinin, özelliklede islam devletlerinin yöneticilerine gelsin..

UYANIN ARTIK, GAFLETTEN UYANIN..!

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Cumanız mübarek olsun sevgili dostlar...

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



"Kahrında hoş, lütfunda hoş." dercesine, sahip ol(a)madıklarının değil de sahip olduğun herşeyin kıymetini bilircesine, Allah'a şükrün bir ifadesi olarak her şeye rağmen mutlu olabilmek.. ;)


Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Onlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz.” derler. İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir. Fakat anlamazlar. ( Bakara, 11-12 )
ALLAH'IM, hem içeride milletimize saldıranları, hemde dışarıda dinimize ve din kardeşlerimize saldıranları KAHHAR sıfatınla kahr-ı perişan eyle. Bizleri de bu rezillere ve bu zalimlere karşı uyanık ve birlik içinde dosdorğu hareket edenlerden eyle.. AMİN..

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



Cami imamı Abdullah hoca, bir iş için resmi dairelerden birine gider. Kendisinden TC kimlik numarası istenince, en yakın internet- cafenin yolunu tutmak zorunda kalır.

Cafenin kapısından girerken levhada yazılı isim 'fesubhânallah'lar, estagfirullah'lar çektirir hoca efendiye, hem de peşpeşe: CEN.NET CAFE

Cafe işleten delikanlıya:

- Evlâdım T.C. kimlik numarası istediler benden, yardımcı olabilir misin?

- Tabi amcacım, siz şuraya oturun, şu işimi hemen bitirip sizinle ilgilenirim.

Abdullah hoca başlar beklemeye. Böylelikle bulundugu mekânı inceleme fırsatı da geçer eline. Demek ki gençlerin girip bir türlü çıkmak bilmedikleri, internet-cafe denilen yer burasıdır. Gözüne takılan her detaydan rahatsız olarak, huzursuz bakışlarla etrafını süzer durur. Evin bodrumunda kurduğu fare tuzakları gelir aklına. Küçücük bir peynire tutsak olan fareler nasıl kapandan çıkamıyorlarsa, ayrı telden, ayrı telden oyunlara yakalanan gençlerin de buradan çıkamadıklarını düşünür. Bir 'fesubhanallah' Bir 'fesubhânallah' daha çeker ve:

- Ähir zaman fitneleri işte canım, der kendi kendine.

Hoca efendinin huzursuz olduğunu fark eden delikanlı hemen bir çay söyleyince, kendisine ikram edilmesinden memnun olur. En azından bu da bir hürmet ifadesidir. 'Aferin' derken içinden, hayıflanır, istemeden:

- Yazık oluyor bu gençlere, hayatlarını heder ediyorlar.

Boşa hayıflanmanın, vah vah demenin, bir faydası olmayacağını bildiği için, delikanlıyla hasbihal etmeye karar verir:

- Delikanlı sana bir şey soracağım ama bilmem ne düşünürsün?

- Buyurun amca, ne soracaktınız?

- Sen Allah'ı bilir misin?

Birbirine girmiş, hiçbir şekle benzetemediği jöleli saçları, her baktığında bir 'fesubhanallah' daha çektiği sakal şekliyle bu delikanlıdan aldığı cevap, hoca efendiyi pek şaşırtır.

Cafeyi işleten delikanlı gülümseyen gözlerle bakarak:

- Kul, kendisini yoktan var edip hayat bahşeden, düşünecek akıl, görecek göz veren Rabbini nasıl bilmez amca?

Hayretle sormaktan alamaz kendisini:

- Biliyor musun? Peki neyle biliyorsun Allah'ı, bana bir anlatır mısın?

Delikanlı eliyle cafedeki bilgisayarları göstererek cevap verir:

- Bu bilgisayar ile biliyorum amca.

- Bunlarla mı? Pek anlayamadım.

- Bu bilgisayarların varlığı benim nazarımda Allah'ın varlığının en açık delillerinden biridir. Bilgisayar kullananlar gayet iyi bilirler amca, böyle bir makine, ancak bir mühendis ve üstün bir teknoloji ile var olabilir. Ateistin en önde gidenine sorsan, bu zımbırtının tesadüf eseri oluşmayacağını, mutlaka birisi tarafindan yapılmış olduğunu söyler sana. Meselâ Darwin kalkıp dirilse, şu laptopu göstersen, desen ki: 'Bu alet, şu hesap makinesinin tesadüfler zinciriyle evrimleşmiş hâlidir.' Darwin bile 'çüş lan deve' der.

Abdullah Hoca delikanlının anlattıklarından hoşlanmıştır. Keyiflenir:

- Bilgisayarın kendiliğinden yapıldığını kabul etmeyen adam, onu yapan insanın yaratılmış olduğuna gelince kıvırıveriyor değil mi evlâdım?

- Bak amca, burada 20 tane bilgisayar var, bunlar bir sistemle birbirine bağlı, hepsi bir program tarafından idare ediliyor. Bu sistemi ben kurdum, burayı ben çekip çeviriyorum. Buradaki düzen benden sorulur; yani bir anlamda da farz-ı muhal, haşa, buranın Rabbi benim. Bazen oyun oynayıp, interneti kullanıp para ödemeden sıvışmaya kalkanlar oluyor. Hemen yakalıyorum onları. 'Gel bakalım! Nereye gidiyorsunuz böyle? Buranın nimetlerinden faydalanıp başıboş bırakılacağınızı mı zannettiniz? 'Paramız yok abi! ' derlerse; 'Yok öyle yağma! ' deyip cezalandırıyorum. İnternet kafeyi temizletiyorum: paspas yapıyorlar, camları silip tuvaleti temizlettiriyorum. Bir saat oyunun, internetin bedeli olur, bunun hesabı sorulur da, sayısız nimetlerle dolu koca bir ömrün hesabını sormazlar mı insana? Bir kafenin bile işlerini düzenleyen, tertip eden biri varken, koca kâinatı kusursuz işleyen bu sisteminin bir kurucusu olmaz mı? Olmaz diyenin ahmaklığını bütün noterler tasdik etmez mi?

- Vallahi evlâdım pek takdir ettim seni. Peki Allah'ı nasıl bilirsin, neye benzetirsin?

- Ben Allah'ı hiçbir şeye benzetmeden bilirim amca.

- Bunun böyle olacağını nasıl bildin evlâdım?

Delikanlı eliyle bilgisayarları işaret etti:

- Yine bunlar sağ olsun. Bu bilgisayarları yapan mühendisler başka, bilgisayarlar başkadır. Birbirlerine benzemezler. Programı yazan insan başkadır, ortaya konulan program ise bambaşka. Bilgisayarda yüklenmiş bilgiler vardır, fakat benim bilmem yine başkadır. Kamerası vardır, ses düzeni vardır ama benim gözlerim ve duyup konuşmam farklıdır.

Abdullah amca çocuğun feraset ve anlayışını çok beğenmişti. Sorduğu sorulara aldığı cevaplar, gayet mantıklıydı ve berrak bir imana işaret ediyordu. Aslında buradaki işi bitmiş, kimlik numarasını çoktan almıştı; ama muhabbete devam etmek istedi.

- Peki varlığına inandığın Rabbin için ne yapman gerektiğine dair ne biliyorsun?

- Ne yapmam gerektiğini biliyorum amca, fakat ne kadarını yapabildiğim hususunda kendimi yeterli görmüyorum.

- Ne bildiğini söylersen, neler yapabileceğine dair yardımcı olabilirim belki evlâdım.

- Neler yapmam gerektiğine dair şuradan biliyorum amca: Öncelikle, Rabbim bana bir gönül vermiş. Kendisini bilmeyi nasip edip muhabbetini gönlüme yerleştirmiş. Ben de gönlümde sadece O'na ve sevdiklerine yer vermeliyim, O'nun istemeyeceği şeyleri gönlümden uzak tutmalıyım. İkinci olarak bana verdiği dili razı olmayacağı sözlerden korumalıyım. Her zaman O'nu söylemeli, O'nu anlatmalıyım. Son olarak bana verdiği bu bedeni onun razı olacağı şekilde kullanmalı, bir gün toprak olacak vücudumu O'nun yolunda eskitmeliyim. Benim bildiğim bundan ibaret.

- Ee evlâdım daha ne yapacaksın, başka bir şey kalmadı ki!

- Efendim yapmalıyım, etmeliyim diyorum ama, bal demekle ağız tatlanmıyor ki!

Gidilecek yolu bilmek ayrı, usulüyle yolda yürüyebilmek apayrı bir şey. Yine bilgisayar tabirleriyle söylemek gerekirse, Şeytan denilen melun HACKER, benim sistemimde ki NEFS virüsünü aktif hale getiriyor. Üstesinden gelebilene aşk olsun. Etkili bir anti-virus programı bulmam lazım belki de..

- Ben biliyorum, dedi Abdullah Hoca ve ekledi: "NAMAZ"

- Eveeet amca, "NAMAZ" anti-virus programlarından birisidir. Hayat sistemine kurup, günde beş kere de bağlanırız. Böylece sürekli güncellenir.

Selam ve Dua ile sevgili gönül dostları..
Allah'a (c.c.) emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



Kana kana "Subhanallah" dedirtecek müthiş bir olay.. Subhanallah..


Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Allah'ım bana öyle bir eş nasip et ki; ömrümün son demlerinde bile gözlerine baktığımda kalbim ilk gün ki gibi çarpsın... Amin..

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



Vakit akşam, gün ölmek üzere
Güneş ışıklarını topluyor, kızılca kıyameti kopuyor dünyanın
Kara kefenini giyiniyor gün
Gülün rengi soluyor, eşyanın cezbesi gidiyor
Hatırla ki, senin de akşamın olucak bir gün
Ömrünün ışıkları solacak, hayatının perdesi çekilecek
Senin de kıyametin kopacak, dudaklarında donacak gülüşün güneşi
Zaman uçurumun olacak, gelen günün güneşi, sana doğmayacak
Unutulacaksın, ve hatta unutulduğun bile unutulacak..

İsmin anılmayacak orda burada,
Kimse yolunu gözlemeyecek
Kimse evde beklemeyecek
Şimdi akşam, gün akşamladır unutma
Ölmeden önce bil öleceğini ki, yaşadığını fark edesin, yaşatıldığını..

Herkesin senden uzaklaşacağı ölüm anını hatırla ki
Sende, şimdi, herkesten her şeyden uzaklaşıp, Rabbine yanaşasın
Seni, sen yokkende bilen Rabbin seni, sen öldükten sonra da bilicek elbet
Herkesin unuttuğu yerde seni bir O, hatırlayacak
Herkesin unuttuğu yerde seni, bir O, anacak
Hatırını yalnız O, bilecek
Sende O’nu an şimdi,
Sende O’nun hatırına var secdeye

Ve akşam, ikindinin sapladığı hançer, akşamın ufkunda nasıl da belli oluyor
Ufuklar kızardı, hüsranımızın kanı dışarı sızdı akşam,
Gül akşamdı, güller solmak üzere açıldı
İnsan doğar ve ölür,
Ötelere çevirir yüzümüzü akşam
Yıldızlar dünyadan sonrasını muştular gibi başlarını uzatır
Işıklar kayıplarımızın gittiği yeri, sevdiklerimizin gittiği yeri işaretler
Anlarız ki dünya, dünya dan ibaret değil
Anlarız ki kalıcağımız yer burası değil
Anlarız ki bulduğumuzu yitirmeden yitiklerimizi bulmak mümkün değil

Tahiyyata otur şimdi, ve gözlerini ellerine kilitle
Diri olan her şeyin selamını söylerken dirileri diriltene, ölüleri diriltene
Ellerinin, ne kadar da küçük kaldığını hatırla hırsların karşısında
Sahiplendiklerinin hepsi avuçlarının içinde
Ama avucun boş olucak bir gün, avucun boşalacak bir günün akşamında

Şimdi, renkleri çekilmişken eşyanın, cezbesi sönmüşken dünyanın
Ömrünü yeniden hesap et, bir takiyye miktarı ömür, ölümün arefesindedir elbet
Bitmiş say ömrünü bitmiş,
Ve son nefesinin gelip, iki dudağının arasından çıkmak üzere olduğunu düşün
İki nefeslik bi şey ömür dediğin aslında
Aldığın nefes Hay olanın ikramıdır, diriltenin ikramı..
Nefes göğsüne sokuldukça, hayattan nasibini alırsın, Hayy’ın hayat vadine kanarsın,
Hayatın içinde devam istersin verdiğin nefesle, yalvarırsın yakarırsın,
Yeni bir nefese muhtaç olduğunu söylersin
Hayy’dan gelir nefesin ve Hu’ya gider
Sanki aldığın her nefesle, yalnız Sana, yalnız Sana kulluk ederim demen istenir
Verdiğin nefesin ise, yalnız Senden, yalnız Senden yardım dilerim sözünün ruhu olması beklenir

Ömrünün bittiği an’ı uzakta sanma
Şimdi, şu an, geride bıraktığın ve senin adını verdikleri ölülerin başında duruyor gövden
Geride bıraktığın günlerde, bitirdiğin mevsimlerde, veda ettiğin yıllarda, terk ettiğin anlarda,
Yaşayıp, artık hatırası kalmış sen! ler vardır
Hepsi öldüler, yalnız sen varsın diye hatırlanıyor onlar
Sen, şimdi, onları hatırlatan bir mezar taşı gibi dikiliyorsun gövdenle
Aslında, dudaklarının arasına kazınıyor doğum ve ölüm tarihleri
Doğumun aldığın ilk nefes, ölümün verdiğin son nefes..
Yani ki, iki dudağının arasında saklı ömrün, şimdi aldın ve şimdi verdin
Şimdi verdiğin son nefestir,
Uyan..Yan.. An...


Senai Demirci ( Kimdir ? )


Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Ey gönül! Anlamayanlar seni üzerler, rahatsız ederler; hatta seni deli divane ederler, elini ayağını bağlarlar. Sen içi tatlı, özlü bir yemişe benzersin, bu yüzden seni hep kırarlar…

Hz. Mevlana


Kaynak: www.rumimevlevi.com

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



Fakir bir çoban, padişahın kızına aşık olmuş. Herkes "Davul bile dengi dengine, senin ne haddine padişah kızı istemek!" demiş. Bu ümitsiz sevdasını gidip memleketin meşhur dervişine anlatarak yardım istemiş.

Derviş: “Evladım, bu iş zor, vazgeç bu sevdadan." demiş.

Çoban: "Vazgeçemem! Ne olur bi çare bul!" diye ısrar edince,

Derviş: "Şehrin girişinde, tam yol ağzına otur, kim ne derse desin sadece ''Allah'' diye cevap ver.” demiş.

Çoban denileni yapmış. Günlerce, aylarca şehrin girişinde başka hiçbir kelime konuşmadan “Allah” demiş.

Derviş, yiyeceğini, içeceğini her gün getiriyormuş. “Allah” diyen genç halk arasında meşhur olmaya başlamış.

Nihayet bir gün padişah da genci merak etmiş. Dervişten genç hakkında bilgi istemiş. Derviş, gencin devrin büyüklerinden olduğunu söylemiş.

Padişah, kalkıp genci ziyaret etmiş. “Kimsin? Derdin ne? Ne istersin?” demiş ise de, genç padişaha karşı da “Allah” demekten vazgeçmemiş. Başka tek kelime konuşmamış.

Derviş akşam gencin yanına gitmiş ve "Padişah sana 'Kızımı vereyim?' diyene kadar sen ondan sakın ha bir istekte bulunmayasın!" diye tembihte bulunmuş.

Nihayet bir gün padişah tekrar gelip: “Ne istiyorsun, istiyorsan seni kızımla evlendireyim?" deyince,

Genç, dervişin şaşkın bakışları altında: “Yok” demiş ve şöyle devam etmiş; “Artık onu istemiyorum. Ben başka bir hatıra ''Allah'' dedim. Allah (c.c.) devrin padişahını ayağıma getirip, benim gibi miskin bir gence kendi kızını teklif ettirdi. O'nun hatırına "Allah" deseydim kim bilir ne olurdu? Ben bundan böyle O'ndan başkasını anmıyor ve O'ndan başkasını istemiyorum..”
Nasip edecekse kuluna kelâmının lezzetini,
Bahane eylermiş yüce Mevla padişah kızını.
Kelâmının lezzetine bahane kıl bu dünyevi aşkımı,
Ey Yüceler Yücesi, esirgeme bu kulundan ilahi aşkını...
Yâren.

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir.

Sevilmek bayramdır mesela; günün birinde sevilmediğini görünce anlar insan...
Sevebilmenin nasıl bir bayram olduğunu ise bir türlü sevemeyen kalp öğretir.


Sahip olduğumuz değerlerin farkında mıyız dostlar ? :)

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Bilişim İnsanı

"Bilgisayar Mühendisi arkadaş!

İnşallah iyi bir donanımcı, iyi bir programcı, iyi bir network uzmanı veya iyi bir sistem operatorü olacaksın. Yalnız şu mühim meseleri sakın aklından çıkarma.

Bu kâinatın öyle bir donanımcısı vardır ki, bütü mevcudatı ve içinde yeryüzünü create etmiş (yaratmış), güneşi bir power source (güç kaynağı), ayı bir system clock (sistem saati) yapmış. O power source dur ki kesintiye uğramaz ve o system clock tur ki şaşmaz ve şaşırmaz. O donanımcının ilminin ve sanatının nihayetsizliğini gösterir. Bu zât aynı zamanda öyle yüce bir programcıdır ki, şu muazzam hayat programını yazmış, yüz binlerce yıldan fazladır error (hata) verdirmeden, crash ettirmeden (kesinti veya kırılmaya uğratmadan) çalıştırıyor.

Eğer onun ne kadar iyi bir programcı olduğunu anlamak istersen, önce kendine bak. Gözünle görmediğin küçücük bir hücrene bütün kodunu save etmiş (kaydetmiş) ve yine o küçücük hücrende excute ettiriyor (icra ediyor).

Madem ki DNA’nın bir program olduğu apaçıktır ve bir program programcısız olamaz; demek ki senin programcılığın o büyük zatın programcılığına ancak bir ayna hükmündedir. Yine senin hücrelerinden oluşturduğu networkun içinde hadsiz protokollerle o hücreleri konuşturduğu gibi, seninde diğer insanlarla türlü dillerde ve protokollerde konuşabilmen için gerekli donanımını yanına vermiştir, öylece de gördürüyor, konuşturuyor ve dinletiyor ve sen etrafındaki bütün cisimlerden haber alasın diye ışık, ses gibi türlü medyayı hazırlamış kullandırıyor. Ve sen bunları keşfeder, kullanır, fakat yenisini ekleyemezsin. O halde öyle büyük bir network uzmanı zât vardır ki, senin her türlü ihtiyacını bilir ona göre teçhizatını verir. Senin network uzmanlığın ancak sonsuz ilminden sana verdiği bir küçük parça ve bir büyük nimettir.

Arkadaş aldanma!

Bu güzel dünya hayatı, bir limited trial versiyon (kısıtlı kullanım versiyonu) programdır. Görüyorsun ki elde ettiğin malı mülkü hiçbir suretle save edemiyorsun (saklayamıyorsun). Öyle ise bu kâinat yazılımını yazanı tanı. Hem hiç mümkün müdür ki bir programcı bu kadar güzel bir program yapsın ve yaptığı programda about (programların içine konulan ve programcısını tanıtan açıklama) koyup kendini tanıtmasın. Öyle ise bu kainatın en büyük donanımcısı, programcısı, network uzmanı ve sistem operatorü olan zatın, her yere işlediği about kesimlerini gör, öğren, full versiyonunu (sınırsız kullanım versiyonu) kazanmak için çalış. Unutma ki hiçbir hareketin atlanmadan dikkatlice loglar (kayıtlar) tutuluyor. Bu loglar herşeye gücü yeten o sistem yöneticisi tarafından kontrol edilecektir.

Öyleyse; hangi alanda uzman olursan ol yüce yaratıcının farkında ol, bu farkındalılıkta da uzman ol."

Bir Amerikan üniversitesinde bir profesorün mezun etmeye hazırladığı Bilgisayar Mühendisliği öğrencilerine verdiği son dersmiş bu. Hem de nasıl muhteşem bir ders..

Rabbim layıkıyla farkında olanlardan eylesin..

Selam ve Dua ile,
Allah'a (c.c.) emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Bu dünyada bir kişiye verilebilecek en büyük ve en güzel hediye; O'nu Mevlaya yaklaştıracak dinin inceliklerini öğretecek hayırlı bir eştir.

Anonim.

Rabbim bizleri bu güzel hediyeden mahrum bırakmasın inşaallah.. ;)

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Allah'ım.. Sevgini, Seni seven(ler)in sevgisini ve Seni sevmeye beni yaklaştıran(lar)ın sevgisini bana nasip et.

Amin..

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..

Devamını Okuyun »

Seveceksen ölçülü sev ki sevgin uzun sürsün; çok hızlı büyüyen sarmaşığın boyu kavak kadar uzar, ama çok çabuk ölür..!

Bir Hadis:
"Sevdiğini ölçülü sev, belki bir gün düşmanın olabilir. Kızdığına da ölçülü kız, belki bir gün dostun olabilir." (Tirmizî, Birr ve’s-Sıla, 60)

Bir Ayet;
“İyilikle kötülük bir olmaz. O halde sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak. Bir de bakarsın ki seninle kendisi arasında düşmanlık olan kişi candan, sıcak bir dost oluvermiş!” (Fussilet, 34)

Belki az ve öz ama, sürekli sevebilmek..

Selam ve Dua ile..

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..

Devamını Okuyun »


Öğrenmenin de maliyeti vardır; önceden öğrenenler indirimli fiyattan öğrenir.. Otoriteden öğrenenler özgürlük bedeliyle öğrenir.. Deneyerek öğrenenler etiket fiyatından öğrenir.. Hayattan öğrenenler gecikme zammıyla öğrenir.. Hayattan da öğrenemeyenler; boşa gitmiş hayatlarıyla öğrenirler...

Arthur Miller.

Kaynak: http://www.rumimevlevi.com/

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Selamların en güzeli, Allah'ın selamı üzerinize olsun sevgili dostlar..


Yaklaşık 3 aydır hafta içi akşamları eğitim aldığım Baygem ( Bayrampaşa Gençlik Merkezi ) 'in Forumunda Yâren adıyla, keyif alarak çeşitli paylaşımlarda bulunuyor ve yapılan paylaşımlardan istifade ediyordum.

Lakin, hem kurs bitiminin yaklaşması hem de forumdaki kendi paylaşım sürekliğimi uzun süre sürdüremeyeceğimi idrak edişim üzerine, paylaşımlarımı bu blogum üzerinde sürdürmeye karar verdim.


Sözün özü, artık Yâren gönlünden kopan paylaşımları, gönül muhabbetlerini bu blog üzerinde paylaşacak inşaallah! :)

Hayırlı ve faydalı paylaşımlarda bulunabilmek dileğiyle..

Selam ve Dua ile,
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz.

Görsel Kaynağı: http://www.islamisanat.net/2dd-handdrawn-t.html
Devamını Okuyun »