Kıssadan Hisse etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kıssadan Hisse etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster



Ahmed b. Hadraveyh’in (ks) evine giren bir hırsız, evin her tarafını arayıp taradığı halde götürecek, hiçbir şey bulamadı ve eli boş olarak döneceği zaman, Ahmed:

"–Ey genç! Şu kovayı alıp su doldur, abdest al ve namaz kılmakla meşgûl ol. Belki o zamana kadar evime bir şey gelir de sana veririm. Bu sûretle, evimden eli boş olarak dönmemiş olursun!.." dedi.

Genç, onun istediği gibi hareket etti. Sabah olunca, ağanın biri yüz elli altın alıp şeyhin huzuruna getirdi. Şeyh, gence:

"–Al bunu, bir gece namaz kılmanın karşılığı budur." dedi.

Bunun üzerine gençte bir hâl zuhur etti. Vücûdundaki bütün organlar ve zerreler tir tir titriyor, hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve:

"–Yolumu kaybetmişim. İzzet ve Celâl sahibi Allah için bir gece iş yaptım, bana böyle ikramda bulundu!.." diyordu.

Tevbe edip Allah Tealâ’ya döndü, altınları kabul etmedi ve şeyhin müridlerinden oldu.

(Attar, s: 385) (Ömer Faruk Demireşik, Ahiret Azığı-2, Erkam Yay.)

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



Fakir bir çoban, padişahın kızına aşık olmuş. Herkes "Davul bile dengi dengine, senin ne haddine padişah kızı istemek!" demiş. Bu ümitsiz sevdasını gidip memleketin meşhur dervişine anlatarak yardım istemiş.

Derviş: “Evladım, bu iş zor, vazgeç bu sevdadan." demiş.

Çoban: "Vazgeçemem! Ne olur bi çare bul!" diye ısrar edince,

Derviş: "Şehrin girişinde, tam yol ağzına otur, kim ne derse desin sadece ''Allah'' diye cevap ver.” demiş.

Çoban denileni yapmış. Günlerce, aylarca şehrin girişinde başka hiçbir kelime konuşmadan “Allah” demiş.

Derviş, yiyeceğini, içeceğini her gün getiriyormuş. “Allah” diyen genç halk arasında meşhur olmaya başlamış.

Nihayet bir gün padişah da genci merak etmiş. Dervişten genç hakkında bilgi istemiş. Derviş, gencin devrin büyüklerinden olduğunu söylemiş.

Padişah, kalkıp genci ziyaret etmiş. “Kimsin? Derdin ne? Ne istersin?” demiş ise de, genç padişaha karşı da “Allah” demekten vazgeçmemiş. Başka tek kelime konuşmamış.

Derviş akşam gencin yanına gitmiş ve "Padişah sana 'Kızımı vereyim?' diyene kadar sen ondan sakın ha bir istekte bulunmayasın!" diye tembihte bulunmuş.

Nihayet bir gün padişah tekrar gelip: “Ne istiyorsun, istiyorsan seni kızımla evlendireyim?" deyince,

Genç, dervişin şaşkın bakışları altında: “Yok” demiş ve şöyle devam etmiş; “Artık onu istemiyorum. Ben başka bir hatıra ''Allah'' dedim. Allah (c.c.) devrin padişahını ayağıma getirip, benim gibi miskin bir gence kendi kızını teklif ettirdi. O'nun hatırına "Allah" deseydim kim bilir ne olurdu? Ben bundan böyle O'ndan başkasını anmıyor ve O'ndan başkasını istemiyorum..”
Nasip edecekse kuluna kelâmının lezzetini,
Bahane eylermiş yüce Mevla padişah kızını.
Kelâmının lezzetine bahane kıl bu dünyevi aşkımı,
Ey Yüceler Yücesi, esirgeme bu kulundan ilahi aşkını...
Yâren.

Selam ve Dua ile..
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »